TUNAKAN Yıldırım
Refah Partisi Yeniden Genel Başkanı Fatih Erbakan Karabük’te; “Devletin görevi sadaka dağıtmak değildir. Kömür, gıda yardımı, gıda kolisi dağıtmak değildir. Devletin görevi, hükümetin görevi ihtiyaç sahiplerini o muhtaç durumdan kurtarmak için adımlar atmak, dedi.
Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde partinin oy oranının arttığı Karabük’e gelerek bir dizi ziyarette bulundu. Parti teşkilatı ve esnaf ziyaretinin ardından muhtarlarla görüşmeye gelen Erbakan, şunları söyledi:
“BU İNSANLARA EVRİM TEORİSİNİ ANLATTIKTAN SONRA PKK’LI VEYA KOMÜNİST OLABİLİRLER”
“TBMM’de yapacağımız 2 önemli şey var, biri ülkemizin manevi kalkınması için çalışmak, ikincisi de maddi kalkınması için çalışmak. Manevi kalkınmaya önem vereceğiz. Her şeyden önce müfredatın, eğitim sisteminin, neslin ahlaki ve manevi kalitesinin şekli bu.Eğitim sisteminde müfredatta evrim teorisini anlatıyorsunuz, sonra bu çocuklara PKK’lı diyorsunuz. pkk da evrim teorisini öğretiyor bu insanlara müfredatta evrim teorisini anlatınca ya pkk’lı oluyorlar ya da komünist oluyorlar kızları oluyor dışarı çıkmıyorsan ya gidersin baterist ya da zurnacıya git tabiri caizse Allah göstermesin her türlü musibet olur.
“AİLENİN KORUNMASINA HEM EĞİTİM HEM MEDYA ETKİSİ VAR”
Batı’nın günümüzdeki ahlaki ve manevi çöküşünün nedeni aile kavramının ortadan kalkmasıdır. Günümüzde Türkiye’de evlenme oranları düşüyor, boşanma oranları artıyor ve evlenme yaşı ilerliyor. Bu yüzden aile konusuna en büyük değeri vermeliyiz. Ailenin korunması yolunda eğitimin etkisi vardır, medyanın düzenlenmesinin etkisi vardır ve batıdan ithal edilen evleri yıkan aile ve sosyal politikalar alanındaki düzenlemelerin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Bunun için çalışacağız.
“MİLLİ KAYNAK PAKETLERİ İLE KAYNAK ÜRETİLMELİDİR”
Borç, faiz, zam ve vergi ekonomisi yerine üretim, istihdam ve ihracat odaklı bir ekonomiye geçilmesi gerekmektedir. Öncelikle dengeli bir bütçe ile borçlanma ve faizden kurtulmamız gerekiyor. Faizden kurtulmanın yolu siyasi faiz oranlarını düşürmek değildir. Borçlanmayı engelleyeceksiniz, borç aldığınız sürece faizden kurtulmanız mümkün olmayacak. Bakın devlet yılda 560 milyar lira faiz ödüyor, 560 milyar lira, neredeyse 25 milyar dolar. Hem belediyelerde hem de merkezi yönetimde dengeli bir bütçenin gerçekleştirilmesi, faize giden milyarlarca doların tasarruf edilmesi ve kamuda israfın önlenmesi gerekiyor. Kamu atıkları yüksektir. Bununla birlikte yap-işlet-devret projelerinde kamu-özel işbirliği, haksız menfaatler, suiistimaller ve israfın önüne geçilmeli, kaynak üretilirken borçlanarak, artırılarak, milletten vergi alınarak değil, milli kaynak paketleri ile kaynak üretilmeli, veya devletin milletin mal varlığını satıp yok ederek. Bu fırsat nerede kullanılacak? Toplumun yüzde seksenini oluşturan personel, memur, emekli, çiftçi, köylü, küçük esnafın ana omurgasını, satın alma gücünü ve refah düzeyini yükseltmek için kullanılacak.
“DEVLETİN GÖREVİ HAYIR DAĞITMAK DEĞİL”
Sadaka dağıtmak devletin görevi değildir. Kömür gıda yardımı değil, gıda kolilerinin dağıtımıdır. Devletin görevi, hükümetin görevi, ihtiyaç sahibi insanları o muhtaç durumdan kurtarmak için adımlar atmaktır. Satın alma güçlerini ve refah düzeylerini artırmak. Kimseye muhtaç olmadan rahat yaşayabilecekleri bir gelir düzeyine getirmektir. Yapılması gereken bu. Emekçiye, memura, emekliye gereken oranda maaş zamları… Küçük esnaf ve çiftçiye faizli kredi değil, hayat ikmali niteliğindedir. Sanayide, üretimde, doğalgazda, elektrikte kullanılan elektriğe vergi yok… Girdi maliyetlerini düşürmek, çiftçinin elektriğine ve mazotuna vergi yok.
“BÖYLE TARIM BÖYLE HAYVANCILIK OLMAZ”
Başta gübre olmak üzere tarımsal üretim girdilerinin devlet tarafından sübvanse edilmesi. Tarım işlerine yüksek taban fiyatlar vermek… Bu ülkede çiftçiye ve hayvancılıkla uğraşan departmana bu faaliyetin sonucunda para kazandırmak… Şu anda para kazanmıyor, daha çok elindekileri kaybediyor. . Tarlaya hiç dikmemişse daha karlı. Bu tür tarım, bu tür hayvancılık gibi değildir. Küçük esnafın, çiftçinin ve vatandaşın banka borçları üzerindeki faizi yine devlet tarafından üstlenilecek. Ek vergi ve zamlardan kaçınılacaktır. Vergi sistemini adil hale getirmek. Bugün Türkiye’deki vergi sistemi fakirden daha çok, zenginden daha az vergi alıyor. Tam tersi olmalı, bir ilkokul çocuğuna sorsanız da tam tersi olmalı.”
