KKTC 40 yaşında.
Haber: TAMER ARDA ERŞİN / Kamera: DURSUN ALKAYA
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin kuruluşunun 40’ıncı yıl dönümü ve 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı kapsamında Lefkoşa’da düzenlenen törende, “KKTC devleti bağımsızlığımızın, özgürlüğümüzün meşalesidir” dedi. ve nesilden nesile asla tükenmeyecek olan özgürlük.” “Nesilden nesile her zaman taşınacaktır. Bunu buradan, 40’ıncı yıl dönümümüzde, Lefkoşa’dan tüm dünyaya bir kez daha haykırıyorum” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “15 Kasım’da kurulan Cumhuriyet, onlarca yıldır yaşanan Yunan mezalimi, baskı ve eziyetlerine karşı bağımsızlığın müjdecisi olmuştur. 15 Kasım, karaya, denizlere ve göklere kazınmış özgürlüğün sloganıdır, Kıbrıslı Türkleri yok saymak isteyenlere rağmen Kıbrıs Barışı.” Harekât sonrası Kıbrıs Türk halkının mücadele tarihine eklenen bu büyük sayfa, tüm Türk dünyası için gurur kaynağıdır” dedi.
KKTC’nin kuruluşunun 40’ıncı yıl dönümü ve 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda resmi tören düzenlendi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Başkan Vekili Bekir Bozdağ, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Milli Savunma Komisyonu Başkanı Orgeneral Metin Gürak’ın da katıldığı törende Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu da hazır bulundu. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve eski Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar. .
TATAR: KKTC DEVLETİ Nesilden Nesile, Nesilden Nesilden Geleceğe, BAĞIMSIZLIĞIMIZIN, ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜN VE HİÇBİR SÖNMEYECEK ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜN BİR MEŞALE OLARAK AKTARILACAKTIR.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar şunları söyledi:
“KKTC’nin kuruluşunun 40. yıl dönümü vesilesiyle, burada bizimle sevincimizi paylaşan herkese sevgi, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum. Kıbrıs Türk halkı bu topraklarda acılar çekmiş, hiçbir zaman cesaretini kırmamıştır. Soykırımlardan, katliamlardan geçerek geleceğe her zaman umutla bakabilmiş ve geleceğe her zaman umutla bakabilmiştir.” Kurucu Cumhurbaşkanımız Sayın Rauf Denktaş’ın bir yıl önce söylediği gibi, “Kıbrıs Türk halkının meşru ve bastırılamaz iradesiyle, onların isteklerinin tercümanı olarak KKTC’yi dünya ve tarih önünde bağımsız bir devlet olarak ilan ediyorum.” ve yapacağım.” Devlet ve onun temelleri daha da kökleniyor, güçleniyordu. KKTC devleti, bağımsızlığımızın, özgürlüğümüzün ve hürriyetimizin sönmeyen bir meşalesi olarak daima nesilden nesile, nesilden nesile, geleceğe taşınacaktır. Bunu buradan, 40’ıncı yıl dönümümüzde, Lefkoşa’dan tüm dünyaya bir kez daha söyleyebiliriz. Çığlık atıyorum.
1960’lardan 1974’lere kadar çok sayıda katliam ve soykırım yaşandı. Ama asla pes etmedik, halkımız şehit oldu, barikatlarda halkımız çok kötü muameleye maruz kaldı. Ancak biz hep Türkiye’mize, vatanımıza baktık ve buradaki yapıyı korumayı başardık.
Sayın Dr. Fazıl Küçük’ü, Sayın Rauf Denktaş’ı ve meslektaşlarını, Türkiye Cumhuriyeti’nin merhum Başbakanı Adnan Menderes’i, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’yu ve meslektaşlarını tekrar selamlamak istiyorum. 1974 Barış Harekatı’nın emrini veren merhum Başbakan Bülent Ecevit ve yardımcısı Necmettin Erbakan’ı şükranla anıyorum.
“AMBARGOLAR VE İZOLASYONLARLA HER ZAMAN SORUN YAŞADIK, ASLA VAZGEÇMEDİK, ASLA VAZGEÇMEDİK”
Ekonomik ve sosyal ambargolar, izolasyonlar nedeniyle her zaman zorluklar yaşadık ama asla pes etmedik, pes etmedik. Hepinizin bildiği gibi geçen sefer Annan Planı’na evet diyen Kıbrıs Türk halkı, tecrit ve ambargoların kaldırılacağı sözü verildiğinde iyi niyetle ‘evet’ dedi ama ne yazık ki karşı tarafın ‘hayır’ demesine rağmen, Avrupa Birliği’ne (AB) tek taraflı olarak kabul edildiler ve şimdi AB cephesindeki tüm iyi niyetimize rağmen, uzlaşma yönünde yaptığımız tüm teklifleri reddederek uzlaşılarını burada da sürdürüyorlar. Yıllarca federal bazda anlaşmaya varmak için yapılan müzakere masalarında sonuç alamayınca, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın desteğiyle, 3 yıl önce Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs’ta anlaşma olacaksa egemen eşitliğin, eşitliğin olması gerekir. Uluslararası statünün teyidi ile resmi müzakerelere başlanabilir ve bu aslında 60 yıldır Kıbrıs’ta kendi kendini yöneten Kıbrıs Türk halkının da bir devlete sahip olması ve aynı zamanda Kıbrıs’la yollarına devam etmesi anlamına gelmektedir. 40 yılını dolduran KKTC’de bir anlaşma yapılacaksa o anlaşmanın iki devletin işbirliğiyle yapılması gerekiyor. Bunun gerekli olduğunu tüm dünyaya var gücümüzle haykırmaya devam ediyoruz.
KKTC’nin tanınması, Kıbrıs Türk halkına uygulanan ambargo ve tecridin kaldırılması, tüm bu çağrılar şu anda sürdürmekte olduğumuz mücadeleye güç vermiştir. Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci olarak kabul edildik ve kabul edildikten sonra TÜRK PA’ya, çeşitli kurum ve kuruluşlara, ticaret odamıza, sanayi odamıza ve bazı kuruluşlara üye olduk ve orada temsil edildik. Katıldığımız uluslararası toplantılarda KKTC’nin varlığı dünyada bir gerçeklik haline geldi. Bütün bu çabalar tarihimize, tüm dünyaya duyurma ve tanıma yönünde değerli çabalar olarak geçmiştir.
“YILLAR ÖNCE BU TOPRAKTA O ACILARI ÇEKEN BİR HALK OLARAK FİLİSTİN’DE NELER OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİYORUZ”
Yıllar önce bu topraklarda acı çekmiş bir halk olarak bugün Filistin’de yaşananları çok iyi biliyoruz. Bu bakımdan vatanın etkin ve fiili garantörü ve Türk askerinin buradaki varlığı bizim için her zaman hayati önemde olacaktır.
Yıllardır orada yol çalışmamıza insani nedenlerle karşı çıkanların niyetlerinin ne olduğunu Pile’de bir kez daha yaşadık, birlikte gördük. Pile’deki varlığımızı sona erdirmek için, orada çeşitli entrikalarla insanlarımızı orayı terk edip sınırlarımıza sokmaya çalışan bir zihniyet karşısında ne yazık ki BM’nin çok taraflı tutumuyla karşı karşıya kaldık. Tepkimizi ortaya koyduk.
İnşallah önümüzdeki dönemde Azerbaycan’la ilişkilerimiz daha da gelişebilir ve Azerbaycan’ın tanınma yolunda attığı adımlar elbette bizim için çok önemli ve değerli olacaktır. Karabağ mücadelelerinde Kıbrıs Türk halkı canı gönülden ve gönülden her zaman orada olmuştur. Karabağ zaferinden dolayı bir kez daha tüm Azerbaycan’a selamlarımı iletiyorum. Bütün Azerbaycan’ı tebrik ediyorum.”
YILMAZ: 15 KASIM, KIBRIS TÜRK’Ü GÖZDEN GEÇİRMEK İSTEYENLERİ BELİRLEMEK İÇİN KARADA, DENİZDE VE GÖKTE ÇEVRELENEN ÖZGÜRLÜK ŞİRİSİDİR.
Konuşmasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selam ve sevgilerini ileterek başlayan Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, şunları söyledi:
“Bugün 40. yaşına giren Cumhuriyet, Kıbrıs Türkü’nün boyun eğmediğinin ve boyun eğmeyeceğinin kanıtıdır. Başta Dr. Fazıl Küçük olmak üzere, kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı ve bu mücadelenin kahramanlarını bu davanın tüm askerleri ile anıyorum. Bu uğurda destansı bir çaba sarf eden Kıbrıs Barış Harekatı’na, bağımsızlık tutkusuyla dalgalanan Türkü bayrağı altında nice 15 Kasım’ları, nice bayramları hep birlikte yaşamayı diliyorum.
Adadaki köklü geçmişiyle Kıbrıs Türk Halkı her zaman bu toprakların vazgeçilmez unsuru olmuştur. Bütün zorluklara rağmen toplumsal varlığını korumuş, zamanı geldiğinde kendi devletini kurmuş ve milli iradesini ortaya koymuştur. 15 Kasım’da kurulan Cumhuriyet, onlarca yıldır yaşanan Yunan zulmüne, baskı ve eziyetlerine karşı bağımsızlığın müjdecisi oldu. 15 Kasım, Kıbrıs Türkünü yok saymak isteyenlere inat toprağa, denizlere, göklere kazınmış özgürlük sloganıdır. Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında Kıbrıs Türk halkının emek tarihine eklenen bu büyük sayfa, tüm Türk dünyası için gurur kaynağıdır.
“KIBRIS BİZİM İÇİN MİLLİ BİR DAVA”
KKTC’nin ekonomik olarak güçlenmesi; Üretim ve ticaretle dünyaya açılmak için elimizden geleni yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Maalesef Kıbrıs bazı tarafların gündeminde ambargolar, çifte standartlar ve belirsizliklerle dolu bir konu olarak yer alıyor. Bizim için Kıbrıs sorun değil; Bu ulusal bir davadır. Sorun çözüme giden yolda gerçeklikten uzak, tek taraflı yaklaşımlara son vermektir. Mesele Kuzey Kıbrıs’ın kalkınması, doğal kaynakların adil paylaşımı ve dünyayla bütünleşmesidir.
Vatan ve garantör ülke olarak Kıbrıs Türk halkının haklarını koruma konusunda güçlü bir irade ortaya koyuyoruz. Adil, sürdürülebilir ve kalıcı bir çözüm için büyük çaba harcıyoruz. Ama Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 60 yıl önce sona erdiğini, 40 yıl önce KKTC’nin doğduğunu görmezden gelenler de var. Yunan tarafı bazı oyalama taktikleriyle zamana oynuyor. Bu çaba boşunadır. Türk Yüzyılının başladığı bir dönemde kimsenin oyalama taktiğiyle, boş propagandayla kaybedecek vaktimiz yok.
“KIBRIS TÜRK HALKININ EGEMEN EŞİTLİĞİ VE ULUSLARARASI EŞİT STATÜSÜ KAYIT EDİLMELİ, SONRA İKİ DEVLETİN KENDİ ARASINDA İŞBİRLİĞİ MÜZAKERELERİ YAPILMALIDIR”
Türkiye’nin önümüzdeki yüzyılı aynı zamanda Kıbrıs Türkleri’nin yüzyılı ve KKTC’nin yüzyılıdır. Bu yüzyılda Türkiye Yüzyılını inşa ederken, Kuzey Kıbrıs’ın dünyada hak ettiği yeri alması için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz. Kıbrıs Türk halkının doğuştan gelen hakları, yani yargıçların eşitliği ve eşit uluslararası statü tescil edilmeli ve ardından iki devlet kendi aralarında işbirliği müzakereleri yapmalıdır. Bu yönde yapılacak bir analiz sadece Ada’da değil, Doğu Akdeniz’de de istikrara katkı sağlayacaktır. Türkiye, KKTC ile tam bir anlayış ve dayanışma içerisindedir. Bu toprakların göbeğinde bir arada yatan şehit mücahitlerimiz ve Mehmetçiklerimiz gibi omuz omuza mücadele etmeye devam ediyoruz.
Doğu Akdeniz’in tüm bölge halkı için bir huzur denizi olması için çalışıyoruz. Kıbrıs sorununda nasıl iki devletli çözümü savunuyorsak, Filistin sorununda da aynı tutumu savunuyoruz. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının 40’ıncı gününü geride bıraktık. Birleşmiş Milletler’e göre Gazze ve Batı Şeria’da öldürülen yaklaşık 12 bin Filistinlinin yüzde 73’ü kadın ve çocuklardan oluşuyor. Tüm bu eylemler tam bir cezadır ve uluslararası hukuka ve insan haklarına açıkça aykırıdır. Bir an önce gerçek ateşkesin sağlanması, çatışmaların sona erdirilmesi ve Gazze’ye insani yardımın kesintisiz ulaştırılmasının sağlanması için çabalıyoruz. Ne yazık ki her fırsatta demokrasiden, hukuktan, insan haklarından bahseden bazı ülkelerin ateşkesi davet edemediği bir dünyada yaşıyoruz.
“FİLİSTİN SORUNUNA Adil SİYASİ ÇÖZÜM OLMADAN BÖLGEMİZDE KALICI BARIŞIN SAĞLANMASI MÜMKÜN DEĞİL”
Türkiye Cumhuriyeti olarak bugüne kadar Mısırlı kardeşlerimizin desteğiyle 10 uçak ve 1 gemi dolusu 666 tonu aşan insani yardım malzemesini El Ariş Havalimanı’na ulaştırdık. İnsani ateşkesin sağlanması ve çatışmaların yayılmasının önlenmesi amacıyla diplomatik girişimlerimiz devam ediyor. Uluslararası toplumun ve kendilerini demokrasinin beşiği olarak gören bazı ülkelerin sessizliğinin Kıbrıslı Rumların burada Kıbrıslı Türklere yaptığını daha önceki dönemlerden biliyoruz. Uluslararası toplumun Gazze konusunda sorumluluk alması ve somut adımlar atması elzemdir. Gelişmeler, Filistin meselesinin adil bir siyasi analizi yapılmadan bölgemizde kalıcı barış ve istikrarın tesis edilmesinin mümkün olmadığını bir kez daha göstermiştir. Türkiye, ulaşılacak çözümün uygulama aşamasında bölge ülkeleriyle birlikte garantör olmak dahil tüm alternatifleri masada tutuyor ve bu sürece tüm gücüyle destek veriyor. Kamuoyuna yansısın ya da yansımasın, insani ve diplomatik birçok alanda çabalarımız devam edecek.
KKTC’nin kalkınması, rekabetçi, sürdürülebilir, kendi kendine yetebilen, küresel koşullarla uyumlu bir ekonomik düzene sahip olması için kararlılıkla çalışıyoruz. KKTC hükümetiyle koordineli olarak ihtiyaç duyulan alanlarda işbirliği yatırımları ve projeler yürütmeye devam ediyoruz. Cumhurbaşkanımız ve Cumhurbaşkanımız Tatar tarafından 20 Temmuz 2023 tarihinde hizmete açılan Ercan Havalimanı’nın yeni terminal binası ve pisti, değerli bir ihtiyacı karşılamakla kalmayıp, aynı zamanda bir cazibe merkezi olarak KKTC’nin vitrini haline geldi. KKTC Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi Hizmet Binaları projelerinin inşaatı devam ediyor.
“KIBRISLI TÜRK KARDEŞLERİMİZİN YAŞAM STANDARTLARINI YÜKSELTECEK EKONOMİK KALKINMA İŞBİRLİĞİMİZE DEVAM EDECEĞİZ”
Tarımsal sulamadan elektrik iletim hattı projelerine, sosyal konutlardan e-devlet faaliyetlerine kadar KKTC’yi kalkındıracak, Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin yaşam standartlarını yükseltecek ekonomik kalkınma iş birliğimizi sürdüreceğiz.
Akıl ve gönül birliği içinde hareket ettiğimiz sürece aşamayacağımız hiçbir zorluk, aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. Bu duygularla sözlerime son vermeden önce, KKTC’nin Türkiye ile daha nice on yıllara birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmasını diliyorum. Kıbrıslı Türk genç kardeşlerimin bağımsızlıklarını ve geleceklerini daha da güçlü bir şekilde savunacaklarına yürekten inanıyorum. Kıbrıs Türk halkının hak, hukuk ve egemenlik mücadelesinde canlarını feda eden şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Bu vesileyle Barış Harekatı’na liderlik eden merhum Ecevit’i ve merhum Erbakan’ı saygı, minnet ve rahmetle anıyorum. “Kahraman mücahitlerimizi ve gazilerimizi şükranla anıyorum.”